Kıbrıs Adası, tarih boyunca Orta Doğuya açılmak isteyen devletler için, vazgeçilmez stratejik ve ticari bir üs olarak görüldü.
Adayı elinde bulunduran güç, her zaman, Anadoludan mısıra; Lübnandan, İrana kadar olan bölgeyi kontrol etti.
Kıbrısın 10 bin yıllık tarihinin 7 bin yılı, tarih öncesi çağlara ait olup Akdeniz kültürüyle yakından ilgilidir. 1930lu yılların başlarında Neolitik çağın keşfi, Kıbrısın ilk çağlardaki tarihinin ortaya çıkarılmasına önemli bir katkı sağladı. Elde edilen bilgiler, Kıbrısı Akdeniz kültür tarihinin ön sıralarına yerleştirdi.
Kıbrısın Anadoluyla ilişkisi, daha ilk Neolitik devirde başlar. Kıbrısta bulunmayan obsidiyen taşı, Kıbrısa 70 kilometre uzaklıkta olan Anadoluda Toroslarda bulunuyordu. Kıbrıs ahalisinin küçük kayıklarla Anadoluya geçerek Toroslardan obsidiyen taşı aldıklarını, Kıbrısta arkeolojik araştırmalar sonucu ortaya çıkan buluntulardan anlıyoruz.
Kalkolitik Çağda bakırın keşfi ve Kıbrıstaki bakır madenlerinin işletilmesiyle, Adanın kültürel ve siyasi gelişiminde yeni ufuklar açıldı. Bakır, Kıbrısın dış dünya ile bağlantı kurmasının, Anadolu ve Doğu Akdeniz ülkeleriyle ticari ilişkilere girmesinin yolunu açtı.
Uzun yıllar boyunca diğer kültürlerden kopuk olan Kıbrıs kültürü, bakır ticareti sayesinde Anadolu, Suriye, Mısır ve Filistinle yakın ilişkiye girdi. Kıbrısın Egedeki şehir devletleri ile ilişkileri ise aralıklarla ve dolaylı olarak gerçekleşti.
M.Ö. l200-1100 arasındaki göçlerle, deniz kavimleri tarafından kovulan Suriye ve Filistinli sığınmacıların Kıbrısa yerleştiğini yazmaktadırlar. bu göçler sonucunda Kıbrıs yeniden doğup canlanmış ve yaratıcılık kazanmıştır. Keza, Yunanistanlılara demir kullanma sanatını öğretenlerin de, Kıbrıslılar olduğu belirtilmektedir.
Kıbrıs, tarihi boyunca Ortadoğulu kavimlere yakın ilişki içindeydi. Bunların başında da Fenikeliler geliyordu. 9. Yy. Akdenize açılan Fenikelilerin ilk durakları Kıbrıs olmuştur.
9. yüzyılda Akdenize açılan Fenikelilerin ilk durakları Kıbrıs idi. Yunanlı tarihçi Papariğopulos kıta Yunanlılarının alfabelerini Fenikelilerden aldıklarını ve Yunan sanatındaki doğu motiflerinin de, büyük bir olasılıkla Fenikelilerden geldiğini yazmaktadır. Fenikeliler gibi, eski Yunan şehir devletlerinin bazıları da, Kıbrıs kıyılarında ticaret kolonileri kurdular. Ancak bunlar Kıbrısta birbirlerinden bağımsız olarak geliştiler.
Hititler, Kıbrıs üzerinde gerçek anlamda egemenlik kuran ilk devlettir. Hititler, M.Ö. 1400lerde Adada kısa bir süre için de olsa, hakim güç durumuna geldiler.
M.Ö. 1320lerden itibaren Kıbrıs, Hitit ekonomisinde önemli bir yer tutmaya başladı. Çünkü Anadolunun bakır eşya gereksinmesinin büyük bir kısmı Kıbrıstan sağlanıyordu.
Hititlerin M.O.1320den 1200e kadar devam eden egemenlikleri sırasında, Anadoludaki mahkumlar, Kıbrısa sürülmekteydi. Akaların, ticaret kolonileri ile Kıbrısa gelmeleri, Hititlerin Kıbrıstaki egemenliğini tehlikeye düşürdü.
Hitit Krallığı, Mısır kaynaklarında Deniz Kavimleri olarak adlandırılan kavimlerinin akınları sonucu, M.Ö. 1200de çöktü. Bu Egeli kavimler arasında, Akalar, Likyalılar, Sardunyalılar ve Etrüskler bulunuyordu.
Asurluların, Anadoluyu ele geçirmelerinden sonra Kral II. Sargon zamanında Kıbrıs, bu kez Asur egemenliği altına girdi (M.Ö. 709). Ada, M.Ö. 548de Mısırlılar tarafından ele geçirildi. Mısır egemenliği, 23 yıl sürdü. Persler, Lidya Kralı Krezüsü yenerek Anadoluyu ele geçirdikten sonra, Mısıra da saldırdılar. Bu saldırı sırasında Kıbrıslılar da Perslerin yanında yer aldı. Pers-Mısır savaşı sonunda Mısırlılar yenilince, Kıbrıs, Perslere bağlandı. (M.Ö.525).
Makedonyalı Büyük İskender, Granikos ve Issos zaferleri sonunda Anadoluyu Makedonya İmparatorluğunun topraklarına kattıktan sonra, Kıbrıs kralları da onun tarafına geçerek, 120 gemiden oluşan bir donanmayı emrine verdiler.
MÖ. 332den itibaren Kıbrıs, Büyük İskendere bağlandı. İskenderin ölümünden Sonra Adada, Ptolemelerin egemenliği başladı (M.Ö.294).
Kıbrıs, iki buçuk asır Ptolemelerin hakimiyeti altında kaldı. Romalılarla Kartacalılar arasında yer alan ve tarihe Pön Savaşları olarak geçen savaşlardan galip çıkan Romalılar, egemenlik alanlarını Anadolu ve Suriyeye kadar genişlettikten Sonra, Ptolemeleri ortadan kaldırıp Kıbrısı ele geçirdiler (M.Ö. 58).
İmparator Büyük Theodosiusun ölümünden sonra coğrafi bakımdan merkezi İstanbul olan Doğu Roma İmparatorluğunun sınırları içinde kalan Kıbrıs, 395 tarihinden başlayarak, Bizans egemenliği altına girdi.
Kıbrıs kıyılarında birbirinden bağımsız ve çoğu kez de birbirleriyle savaş halinde olan bu ticaret kolonileri, Kıbrısın iç kısımlarına nüfuz edememişlerdi. Bu ticaret kolonileri, Kıbrısa ne kültürlerini, ne de idari sistemlerini götürmüşlerdi.
Kıbrıs, 1192 yılından sonra üç asır Guy de Lusignanın soyundan gelen Katolik krallar tarafından yönetildi.
Kıbrıs, 1489da LusignanIardan sonra Venediklilerin yönetimine geçti.
l453te İstanbulun Türk tarafından fetih edilmesi sonucu Bizans İmparatorluğunun sona ermesi sonucu, Doğu Akdenizin kontrolü için Venedik ile Osmanlı imparatorluğu arasındaki rekabeti arttırmıştı.
Venedikliler, Bizans İmparatorluğunun son yıllarında iyice güçsüz duruma düşmesinden yararlanarak. Doğu Akdenizde önemli imtiyazlar elde etmişlerdi. Ancak Venedik, Fatih Sultan Mehmetin İstanbulu fethinden sonra birçok imtiyazlarını kaybetti. Venedik, kendi hayat damarı saydığı doğu ticaret yollarını her ne pahasına olursa olsun elinde tutmakta kararlıydı.
fakat bu kararlılıklarına, çabaları yetememiş ve 1571 yılında Osmanlı İmparatorluğu adayı almıştır. ve böylece ilk kez ada üzerinde Türk egemenliği hukuken kurulmuştur.
Kıbrıs, bütün tarihi boyunca kesintisiz en uzun süre olan 307 yıl Türklerin hakimiyeti altında kalmıştır. Ada 1878 yılında Osmanlı İmparatorluğu'ndan Rusya tehdidine karşı kiralayan İngilizler 1914 yılında, Osmanlı imparatorluğunun Almanya yanında 1.Dünya savaşına girmesini fırsat bilip kendine ilhak etmiş, 1925 yılında ise kendi sömürge yönetimine katmıştır.
Ada, 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla bağımsızlık kazanmış, 1974'de Yunan darbesinin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı sonucu iki ayrı devlet ve iki ayri kesim oluşmuştur. Günümüzde Kuzeyde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti , Güneyde ise Kıbrıs Rum Yönetimi olarak bölünmüş olarak yönetilmektedir. Her iki devletin de başkenti, adanın en büyük şehri olan Lefkoşa'dır.
bu arada iki toplum arasında ortak bir devlet kurmak içi toplumlararası görüşmelere de devam edilmektedir.
Kıbrıs Tarihinin Kronolojik Takvimi:
M.Ö. 7000 - 3000 Yeni Taş Devri
M.Ö. 4,000 - 2,500 Bakır Çağı
M.Ö. 2,700 - 1,050 Bronz Çağları
M.Ö. 1,500 - 1,450 Hititler
M.Ö. 1,450 - 1,000 Mısır Egemenliğinin başlangıcı
M.Ö. 1,200 - 1,000 Salamis, Soli, Marion, Baf, Kurium ve Girne şehir devletlerinin kurulması
M.Ö. 1,000 - 850 Demir Çağı
M.Ö. 850 - 750 Asurlular Egemenliği
M.Ö. 750 - 475 Asurlular Egemenliği, Mısırlılar Egemenliği, İran Pers Egemenliği
M.Ö. 333 - 58 Eski Yunan (Helen) Egemenliği
M.Ö. 58 -M.S. 395 Roma İmparatorluğu
395 - 649 M.S. Bizans İmparatorluğu
649 - 965 M.S. Ada savaş halindeki Bizans ve İslam İmparatorlukları arasında kalır
965 - 1191 Ada yeniden Bizans Egemenliği’ne girer
1191 - 1192 Aslan Yürekli Richard ve Templar Şövalyeleri
1192 - 1489 Lüzinyan Egemenliği
1489 - 1570 Venedik Egemenliği
1571 - 1878 Osmanlı İmparatorluğu
1878 - 1925 Ada İngiliz yönetimine girer
1925 - 1960 Ada İngiltere tarafından ilhak edilir
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kurulur
1963 Toplumlararası çatışma ve anayasal düzenin çökmesi
1963 Kıbrıs Otonom Devleti
1974 Adayı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Yunan destekli darbe ve Türkiye’nin müdahalesi
1974 Ada kuzey ve güney arasında bölünür
1975 Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin ilanı
1983 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulur
1990 Rum Yönetimi (Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında) 4 Temmuz 1990’da Avrupa Birliği üyeliğine başvurur
2003 23 Nisan 2003’te kuzey ve güney arasında geçişler başlar
2004 24 Nisan 2004’te adanın birleştirilmesi amacı ile hazırlanan Annan Planı referanduma sunulur. Kıbrıslı Türkler Annan Planı’na “evet” derken, Kıbrıslı Rumlar planı reddeder. 1 Mayıs 2004’te Kıbrıs Rum Yönetimi Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında Avrupa Birliği’ne girer.